G2’nun Kurucusu Ocelote, Lig, Sezonlar ve Takım Hakkında Konuştu

G2’nun Kurucusu Ocelote, Lig, Sezonlar ve Takım Hakkında Konuştu

League of Legends Avrupa Şampiyonası 2020 yaz mevsimi tüm hızıyla devam ediyor. Rekabet ise kızışmış durumda. G2, şu anda SK Gaming ile üçüncü sırada berabere.

G2, Gamers2 adıyla Carlos “ocelote” Rodríguez Santiago tarafından kurulmuştu. ocelote, geçtiğimiz günlerde Inven Global’a verdiği röportajda takımın ve LEC’in durumu hakkında yorum yaptı ve takımına destekte bulundu. Biz de ocelote’in verdiği röportajı sizlere taşıyoruz.

Soru: “Hakuna Matata paylaşımında bahsederek başlayalım. Ligde geriye doğru düşüyor gibi görünmelerine rağmen oyuncularına karşı çok destekçi bir tutumun var.”

Çoğu oyuncu hünerlerini baskı altında olmadıklarında gösterebiliyor. Ben de onlara böyle bir ortam sağlamaya çalışıyorum. Biz yüksek kalitelere sahip bir organizasyonuz ve bu da yeri geldiğinde şakalaşıp güleceğiz demek oluyor. Ama sıra çalışmaya geldiğinde bir hareket göremezsek elbette bir kadro değişikliği göz önünde bulundurulur. Ki bence bu iyi oyuncuları aramıza katmak için harika bir yol çünkü eğer oyuncu takım arkadaşlarını yarı yolda bırakırsa takım, sezonda düşmekten de öte performansını tam anlamıyla sergileyemez, biz de bunun farkındayız.

“Dünya şampiyonluğu umurumda bile değil ve bu konuyu da çocuklarla konuşup hallettik.

Şimdi sezonun geri kalanını birlikte geçirmeye hazırız. Hakuna Matata.”

Soru: “Bwipo, Bo1 maçların da takımların moralini ve ligi etkileyen faktörlerden olduğunu söylemişti. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?”

Bu sezon maçların korona sebebiyle evden oynanmasıyla bazıları sezonu çok önemsemedi. Kalabalık da ortaya konan para da daha az. Bir de bunlara ilaveten Bwipo’nun da dediği gibi maçlar Bo1. Kendi takımım adına konuşmak gerekirse olmadık şeyler de yaşandı. Genelde zamanlama ve talihsizlikler söz konusu olduğunda en şanslı takım biziz diyemem.

Önemli oyuncularımızdan birinin yakın bir aile ferdi vefat ettiğinde bunu göz ardı edemezdik örneğin. Böyle bir durumda yapabileceğiniz en iyi şey stresli ortamı yumuşatmaya çalışmak ve “Pekala çocuklar zor bir sene olduğunu biliyoruz. Kalan zamanımızda eğlenmeye bakalım. Eğer Dünya veya Avrupa Şampiyonasına kadar toparlanırsak ne âlâ. Ama kazanamazsak da dünyanın sonu değil. Ben hepinizin olabildiğince eğlenmesini istiyorum, umuyorum ki bu beraberinde başarıyı getirecektir.” demek oluyor.

Ve Bwipo’nun dediklerine gelirsek, LEC’te tasvip etmediğim şeylerin olduğu doğru. LEC gerçekten harika bir ürün ve şans faktörünü azaltan uygulamalarla daha da iyi olabileceğini düşünüyorum. Ligde en yüksek izlenmeler playoff’larda, yani beraberliği bozacak maçlarda elde ediliyor ve bu durumda playoff’larda en iyi takımların olmasını istersiniz. Bu yönde hesaplanmayan her şey tartışmasız lige olan ilginin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olacaktır.

Belki de en iyisi Bo1 maçların kaldırılması olacaktır. Belki de iki sezon yerine 36 maçtan oluşan tek sezon düzeni gelmeli. Ve sezonun sonunda playoff’ların reklamının nasıl yapılacağına dair net bir fikir sahibi olunabilir. Bu yüzden Bwipo’ya bu anlamda kesinlikle katılıyorum.

Ayrıca şu anda bahar sezonunun çok büyük bir öneminin kaldığını düşünmüyorum, bu yüzden grup olarak bu gidişatı değiştirecek bir şeyler bulmamız gerekiyor.

Soru: “Şimdi LEC’i bir tarafta bırakarak takım hakkında konuşmak istiyorum. Takım içinde moraller son zamanlarda nasıl?”

Eğer bana onlar için endişelenip endişelenmediğimi sorsanız size kesinlikle hayır derdim. Eğer bu seneki sonuçların beni endişelendirip endişelendirmediğini sorsaydınız, bu sene olan her şey göz önünde bulundurulduğunda; fantastik, inanılmaz derecede iyi bir durumda olduğumuzu söylerdim. Ve bu takım ruhunun bir sonucu, takımın birbirine bağlı olmasından kaynaklı. Herkes harika iş çıkarıyor. Her şey tıkırında işliyor. Şimdi de görüldüğü üzere salgın hastalık gibi felaket senaryoları içinde bile işimizi harika yapabiliyoruz.

Takım hakkında daha önce hiç bu kadar iyi düşüncelere sahip olmamıştım. Bence zor zamanlarda takımın özü ortaya çıktı. Zirvedeyken herkes iyidir. Ancak birinin veya bir şeyin gerçek yüzünü kötü şeyler olduğunda görürsünüz. Ve bu organizasyondaki insanların gerçek yüzleri ortaya çıkınca karşımda yoldaşlık, saygı ve kazanma azmi gördüm.

Soru: “Son konuşmamızda takım oyuncularının hayatında her zaman yer almaya çalıştığını söylemiştin. Böyle belirsiz durumlarda onlara karşı tutumun nasıl oluyor?”

İşler yolundayken, her şey mükemmelken genelde çok az ortalarda görünürüm. Sadece tezahürat ve moral için gelirim çünkü zaten oradaki işim bitmiştir. Ancak işler biraz kötüleşmeye başladığında sanırım tecrübelerimi paylaşmak sorumluluğum haline geliyor. Onlara dışarıdan bakan biri olarak neler yaptıklarını detaylı bir şekilde anlatacak biri olarak görevim devreye giriyor. Organizasyonun CEO’su gelip size “Evet çocuklar, oyunu kaybedecekseniz de kendinize yakışacak gibi kaybedin” derse doğal olarak oyuna daha farklı yaklaşırsınız. Üzerinizde fazladan baskı hissetmezsiniz. Antrenman maçları kötü gidiyorsa ve içinizden oyunu bırakmak gelirse bile yapmazsınız, çünkü neden yapasınız ki? Sonuçta bugün olmazsa yarın var, size kızan biri yok. Bu oyuncuların kontrollü davranmasını sağlıyor, en azından bizim oyuncularımızda öyle işliyor.

Soru: “G2’nun şu anki durumundan endişelenen taraftarlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?”

Evet, endişelenmeyin. Playoff’lara kalsak da kalmasak da elimizden geleni yapacağız. Bu şirket üç şey üzerine kurulu: birincisi eğlence, ikincisi hırs ve zafer, üçüncüsü empati ve vicdan. Bu üç ana unsur ne kadar kötü şey yaşanırsa olsun asla değişmedi ve değişmeyecek.

Şu anda poker oynuyoruz ve elimizde bir 2’lik bir de 7’lik kart var gibi düşünün. Ve bu eli almaya çalışıyoruz. Bakalım ne olacak.

Exit mobile version