“Blackroad City, 23 Mayıs 2021
Salgının durdurulmasının üstünden 5 yıl geçti ve medeniyetin bir kısmı yeniden kendi ayakları üstünde durmaya başlıyor. Hala enfeksiyonun sürdüğü bölgeler olsa ve bazı şehirler bu süreçte kaybedilmiş olsa da yeni toplum merkezleri en tahmin edilemeyecek yerlerde tekrar oluşmaya başlamıştı. Bunun olmasında herkesin verdiği ortak mücadelenin büyük yardımı oldu. Ama hâlâ insanların kulağına karanlık, bazı deliliklerin sürdüğü yerlerin fısıltıları geliyordu.”
Bu üç adadan birinin adı ‘Isola Di Capraia’, ama insanlar burayı başka bir isimle biliyor: ‘Battle Royale’. Bazıları burasının adalet sağlamak için kurulmuş bir sistem olduğunu ve kötü zamanlardan faydalananları cezalandırmak için olduğunu söylüyor. Diğer bir kısmı da internet olmadığı için ortaya çıktığını. Ama kesin bildiğimiz tek şey insanların buraya gidip savaşıp öldüğü.”
Bu poster, Reddit’te PlayerUnknown tarafından, yani bizim bugün bildiğimiz adıyla Brendan Greene tarafından, paylaşıldı. Arma 2 ve DayZ mod topluluğunda paylaştığı bu konsept ve resim ise yayınlandığı zaman çok ilgi çekti. Grene başta bunu “Hunger Games” olarak adlandıracaktı ama yakın zamanda aynı isimdeki filmin yayınlanacak olmasından dolayı tepki çekebileceğini düşündü. Bu yüzden aklındaki bu fikri 2000 yapımı, insanların birbiriyle ölümüne savaştığı distopik bir film olan “Battle Royale” olarak adlandırmaya karar verdi.
İlk Tepkiler
Bu fikrini yayınladığı zamanlarda DayZ, Arma 2 oyuncuları arasında oldukça popülerdi. DayZ ise zombilere karşı silah, teçhizat ve erzak toplayarak hayatta kalmaya çalışılan bir oyun. Zaman zaman bazıları tarafından düzenlenen Survivor GameZ adında belirli oyuncuların katılabildiği, aynı konseptte etkinlikler düzenleniyordu. Ancak halkın insanı PlayerUnknown, isteyen herkesin oynayabileceği bir Battle Royale oyunu hayali kuruyordu.
Greene’in aklına bu fikir geldiğinde Brezilya’da DJ’lik ve fotoğrafçılık yapıyordu. Basit programlama bilgisine sahipti ve birkaç projede web tasarımcısı olarak da yer almıştı. Normalde de oyun oynuyordu ama DayZ onun için çok farklıydı, çok seviyordu. Bu yüzden de oyunla ilgili bir şeyler yapmak istedi.
DayZCherno+ adında ilk modunun arkasından Battle Royale adındaki ikinci modunu paylaştı. Kendisinin zevk aldığı şeyler yaratmayı seviyordu. “Sanırım her şey o zaman başladı. Bunları yapmamın sebebi de sevdiğim şeyi oynamak istememdi.” diyerek aslında nasıl DayZ’yi oynamak istediği oyun haline dönüştürmeye çalıştığını anlatıyor.
Battle Royale modunu ilk yayınladığında Arma ve DayZ topluluğundan 600-800 kadar kişi modu oldukça ilgili bir şekilde oynadı. Basit gibi gelse de Greene’in sahip olduğu acemi düzeyindeki yazılım bilgisiyle modu hazırlamak, sunucuları çalışır halde tutmak onun için tam zamanlı iş vakti alıyordu. Greene bir şeyler başarabileceğini düşününce Brezilya’da işini bırakarak İrlanda’ya, ailesinin yanına taşındı. Sonrasında işler pek istediği gibi gitmeyince devletten sosyal yardım alarak kendini tamamen Battle Royale’e adamaya devam etti.
Daybreak’te geliştirici olarak çalışan Adam “Arclegger” Clegg, Saqib “Lirik” Zahid’in bir yayınında Battle Royale Arma modunu gördü ve Greene ile iletişime geçmeye karar verdi. Sonrasında Greene, King of the Kill’in yapımında danışman olarak yer aldı. King of the Kill, Ninja ve Lirik gibi bilinen yayıncılar tarafından da oynanan başarılı bir oyun oldu.
2016 senesinde King of the Kill’in çıkmasına yakın bir zamanda Greene, Changhan Kim’den bir mesaj aldı. Changhan Kim, Güney Kore’de Bluehole’a ait bir oyun stüdyosu olan Ginno Games’in yöneticisiydi. Battle Royale filminin bir hayranı olan Kim, PUBG gibi bir oyun yapmak istiyordu. King of the Kill’i ve Greene’in verdiği röportajları görünce de ona ulaşmaya karar vermişti. Sonrasında Arma için hazırladığı modlara baktı. Greene’in iyi fikirleri olduğuna ve tek ihtiyacı olanın bunları gerçekleştirebilecek olanak ve ekip olduğunu görerek ona bir teklifle gitti.
Artık Kendi Ayakları Üstünde
King of the Kill’in elde ettiği başarı, Greene’in bir sonraki işi için de sağlam bir referans olmuş oldu ve tekrar ayağa kalktı. Bundan sonrasında şimdi Arma 3’e taşınan Battle Royale moduna hizmet etmeye geri döndü ve “Iron Forge” adlı bir başka mod geliştirmeye başladı. Sonrasında Unity ve Unreal Engine oyun motorlarını kullanmayı öğrenerek kendi oyun stüdyosunu açmayı planlıyordu. Kim’in teklifi tam da o zaman geldi. Kendisini birkaç toplantı için Güney Kore’ye davet etti.
Doğum gününden bir gün Güney Kore’ye giden ve doğum gününü orada geçiren Greene bunu şöyle anlatıyor: “40. Yaş günümü bir sürü tanımadığım insanın içinde geçirdim- gerçekten harikaydı.”
Greene, Güney Kore’de Kim ve Ginno Games ekibiyle tanıştı. Ve bir sürpriz olarak Ginno Games’in elinde halihazırda bir battle royale prototipi vardı. Ancak bir anlaşmaya varana kadar Greene İrlanda’ya döndü ve bir haber beklemeye başladı.
Bir ay sonra ise Güney Kore’den Greene’in beklediği haber geldi. Kim ve Bluehole üst düzey yetkilileri Greene’in Gğney Kore’ye gelerek PlayerUnknown’s Battlegrounds’u için danışmanlık yapmasını istedi.
“Battle Royale ile ilgili bir sürü çılgın fikirleri vardı. Güzel fikirler de vardı, içlerinden eleme yaparak PUBG’deki gerçekçiliği yakaladık. Ancak ellerinde zaten bir prototip vardı. Bu prototip üstünde değişiklikler yaparak oyun test yapabileceğimiz bir hal almasını sağlamak iki üç ay aldı. Gerçekten çok hızlı bir geliştirme süreci oldu. Daha önce onlar kadar sıkı çalışan bir ekip görmemiştim. ”
Altı ay içinde 500 kadar kişinin yer aldığı testlere başladı. Greene sonunda Arma veya DayZ’nin modelleri ve silahları üzerinden gitmeden Kim ve Bluehole’un desteğiyle büyük bir şeyler yapıyor olduğunu hissetti. Ve en sonunda 2017’nin şubat ayında PUBG yayınlandı.
Geri Dönüş Yok
“Başta o kadar hızlı büyüdük ki bu herkesi hazırlıksız yakaladı. Sunucumuz anlık bir milyon aktif oyuncuyu kaldıracak güçteydi. Bu Dota’nın elde ettiği rakamlardan bile fazlasıydı ve bunu aşmanın imkanı olduğunu düşünmemiştik bile. Altı ay sonra 3.2 milyon oyuncuya ulaşınca sunucularımızın kodlarını yeniden yazmamız gerekti. Asya’da ise kullanabileceğimiz sunucu kalmamıştı. Bu aslında karşılaştığınızda çok canınızı sıkan bir problem olmasına rağmen ‘Tanrım ne kadar da güzel bir problem’ dedirten türden bir şeydi.”
PUBG hızlı bir şekilde oyun dünyasının önemli bir ismi oldu. Steam grafiklerinde zirvelere ulaştı ve Güney Kore’deki internet kafelerde en çok oynanan oyun oldu. Epic Games’ten bir grup geliştirici ise PUBG’nin başarısını görünce battle royale oyunu geliştirmeye karar verdi ve Fortnite üstüne çalışmaya başladı.
Fortnite, neredeyse o yıl önce popülerliğin zirvesini gören Minecraft’ın bile olamadığı kadar başarılı oldu. Eski Halo oyuncusu Ninja, sabah programı olan Ellen Show’da Ellen’la Fortnite oynadı.
Greene: “7 sene önce DayZve Arma’ya modlar yaparken battle royale’in Ellen’a çıkacağını hiç düşünmemiştim.”
Her ne kadar Fortnite, PUBG’den rol çalmış olsa da PUBG hâlâ oldukça başarılı bir şekilde yoluna devam ediyor. Hala Steam’de en çok oynanan ilk üç oyun içinde. PUBG Mobile ile de ayrı bir kullanıcı kitlesi edindiler ve mobil platformda daha büyük bir başarı elde ettiler. Fortnite’ın girmeyi tam olarak başarmadığı Çin pazarında ise PUBG çok büyük bir yer kaplayan PUBG Mobile, dünyada 600 milyondan fazla indirildi.
Ginno Games sonrasında adını PUBG Corp olarak değiştirdi. Greene ise şimdi Amsterdam’da kendi oyun stüdyosunun sahibi. Şu anda Prologue adında yeni bir proje üstünde çalışıyor. Arkasında ise yine PUBG Corp ve Krafton var. Greene, bir zamanlar kendisine imkânsız görünen bu başarıyı uzun emekler sonucu kazandı.
Kendisine sorulduğunda ise mutlu olduğunu ve sevdiği şeyi yaptığını, oyun geliştirdiğini söylüyor. Şimdiyse Hollanda’da huzurlu ve normal bir hayat sürüyor.
“Benim için en güzel şey yeni insanlarla tanışmak, onlardan gelen mektuplar, etkinliklerde ‘arkadaşlarımla senin oyunun sayesinde takılabiliyoruz’ diyen insanların olması. Bunlar gerçekten beni etkileyen şeyler.”